Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
KÜÇÜK KASABANIN KAHPESİ. 4Kocam sarhoş sızmışken, yanıbaşında seviştiğimiz o geceden sonra her zaman bir pundunu bulduk. Her fırsatta seviştik, koklaştık. Ondan ayrılmak ölüm gibi geliyordu bana… Her an, her saniye onunla olmak istiyordum. Bir yandan da etrafa karşı dikkat etmeye çalışıyorduk. Cafer kocamla samimi, can arkadaş olarak her geldiğinde ilgileniyor, kahveye çıkıyorlar, içki içiyorlar, geziyorlardı.Kocamın kahvehane, okey oynama hastalığı bize iyi geliyordu. Gündüz vakti, sabahtan okeye oturan kocamı ekiyor, bizim eve damlıyordu hemen… Zaten çocuklar okulda, ben evde yalnızım, birbirimize dalıyorduk. Pencereden duyulan mahalledeki çocukların sesleri, komşuların çığrışları arasında tatlı tatlı sevişiyorduk Cafer’le… Duruma göre, bazen acele, ayak üstü, kapı arkasında ayakta sikiyordu beni, eteğimi kaldırıp… Bazen vaktimiz olunca yatakta ağzımızın tadıyla sevişiyorduk. Dünyanın en mutlu insanıydım o günlerde…Sonunda olan oldu… Bir gün öğlen vakti mutfakta ayak üstü sevişiyorduk. Mutfak bankosuna dayamıştı beni, evyenin bataryasına tutunup güç almaya çalışıyordum… Eteğimi belime sıvamış, külodumu aşağı çekmiş, fermuarını indirdiği pantolonundan çıkardığı muhteşemiyle arkamdan giriyordu. Amımı geren sikinin verdiği zevkin yanında baş parmağını da kremleyip arka deliğime sokmuş, evire çevire arkamdan da zevk veriyordu bana… Dişlerimin arasından inleye inleye sikiliyordum, o zevke dayanmaya çalışıyordum. Dizlerim titriyordu zevkten, tutunmasam düşebilirdim.image“Oh allahım… Bu nasıl zevk? Oohhhh… Cafer… Caferim… Bitiriyorsun beni… Erkeğim benim… Aşkımm…” Üstüme eğilmiş, bıyıklarını sırtımda gezdiriyordu bir yandan… Her yerime ayrı dokunuyordu piç… Keman yayı gibi titretiyordu her yerimi… Baş parmağını kökledi arka deliğime… Kıvrandım…“Nasıl Güllüm? Hangisi daha zevkli? Yarrağım mı, parmağım mı? Ohhh… Götünün büzüğü açılıp kapanıyo oynadıkça yavrum benim… Zevk alıyosun değil mi? Hadi söyle…”“Iıhh… Yarağın öyle zevk veriyo ki aşkım… Öldürüyorsun beni… Ama parmağın da başka sanki… Ohhh… Okşa canım… Büzüğümü okşa… Harikasın… Erkeğim benim… Immmm….”“Kadınım… Götünün deliğini de alıştırıcam sikilmeye… Az kaldı. Ohhh… Bu güzel götüne yarrağımı sokucam aşkım… Hayalim gerçek olucak…”“Daha değil kocam… Daha değil… Çok büyük sikin var bi tanem… Dayanamam… Yırtarsın beni aşkım… Sonra… Belki… Hadi, az kaldı erkeğim… Bitir beni… Hasan gelmeden bitir, boşalt beni…”image“Daha gelmez senin kocan… Kahvede parasına oynuyorlar şimdi… Ben buraya gelirken epey kaybetmişti, tekrar kazanayım diye akşama kadar kalkmaz masadan… Sen zevkine bak Güllüm…”“Oohhh… Bakıyorum zaten… Zevkime bakıyorum erkeğim… Ohhh…. Çok zevk veriyor sikin aşkım… Yarrağın zevk veriyo… Ohhhh… Geliyorumm… Geliyorum kocammm… Hızlı… Daha hızlı… Pompala beni Caferimm… Sik beni… Aaahhhh…”Elini uzatmış, ağzımı kapatmaya çalışıyordu. Bense ölmek üzereydim. Sikinin ucunda sara krizi geçiriyordum sanki… Kürek gibi elleriyle kalçalarımı tutmuş, hoyratça vurduruyordu amıma… Kalçalarım onun kasıklarında eziliyordu. Ben bitmek üzereyken o da boşaldı. Koca sikini sokup çıkardıkça menileri içimden fışkırıyor, bacaklarımdan aşağıya süzülüyordu. imageÇelik kapıda dönen anahtar sesini o zaman duydum işte… Anahtar… Evden biri… Kim? Kocam mı? Zili çalar o öküz, anahtar çıkarmaz, benim gidip açmamı bekler. Bir yandan refleksle düzelmeye çalışıyorum.Külodum ayak bileğimde, sıyrılmış, kalmış. Eğilip külodumu toplayayım derken Cafer’in kazması burnuma çarptı. Yarı sert, yeni boşalmış ankara escort bayan ama, hala bilek gibi… Kızdım o telaşla…“Sok şunu içeriye aptal… Acele et… Hadi…”Bu arada beynim harıl harıl çalışıyordu o anda, bilgisayar gibi… Sorular, cevaplar, tezler, antitezler… Başka? Çocuklar? Annem? Ben işteyken bazen eve gelir, çocuklara bakar, yemek yapar. Kim bu?“Anneee…” Oğlum bu… Büyük oğlum… On yaşında… Eyvah… Ayak sesleri mutfağa yaklaşırken külodumu yukarıya çekebildim. Eteğimi indirip düzeltmeye çalıştım. Cafer’e elimle yemek masasını işaret ettim, hala kalkık sikini zaptetmeye, pantolondan içeriye sokmaya çalışıyordu.“Masanın arkasına geç hemen…” diye hırladım. “Sakla şunu, masanın altına sakla, görmesin çocuk…” Bluzun yakasını düzeltmeye çalışırken cevap verdim oğlana,“Burdayım… Mutfakta…” Belimi mutfak bankosuna dayayıp kapıya baktığımda oğlan içeriye giriyordu. “Bu saatte evde ne işin var senin oğlum? Hayrola?” “Hasta oldum anne, öğretmen eve gönderdi.” dedi oğlum. Bir bana bakıyordu, bir masada oturan Cafer’e… Yadırgamıştı. Eve geliyor, evde komşu da olsa, yabancı bir amca… Bir de annesi… Baba evde yok…“Hoş geldin Cafer amca…” derken sesinde bir kıskançlık, bir erkeklik havası vardı, hissetmiştim.“Hoşbulduk yeğenim. Geçmiş olsun, grip mi oldun sen bakayım?”“Hı… Ateşim var, ayakta duramıyorum.” dedi oğlan ama yüzümüze bakmıyor. Yanına gittim, sarıldım, çocuğun ateşine bakarken Cafer’le bakıştık. O da telaşlıydı benim gibi… Bir şey söylemek lazım. Evdeki erkeği normal göstermem lazım.“Ay, baya ateşin var senin oğlum. Sana ıhlamur, nane limon kaynatayım ben. A, baban da Cafer amcanla pazardan limon falan göndermiş ne güzel… Cafer abi, versene o getirdiğin limonlardan, oğluma kaynatıvereyim hemen…” Gözlerimi devirerek limonun yerini işaret ettim versin diye, elimi sallayıp gitmesi gerektiğini anlattım. Limonu verip bir şeyler uydurdu, sonra da kaçtı. O günü öylece atlattık. Ama günlerce korku içinde, üçbuçuk ata ata yaşadım. Olur da oğlan ağzından kaçırır mı babasına? Adam sormaz mı, ne işi vardı bu adamın bizim evde ben yokken? Çocuk inandı da, kocam yemez ki bu yalanı… Bir süre görüşmedik. Telefon üstüne telefon… Sokakta işaret etmeler, pazarda göz devirmeler… Yüz vermedim korkudan… Ödüm patlıyor. Ama ahhh… Şu kör nefis yok mu… Özledim bana yaşattığı zevkleri… Ölüyorum hasretimden… Adama yüz vermiyorum ama, aslında ben ondan fazla istiyorum altına yatmayı… Onu içime almayı… Bana yaşattığı çılgın zevklerden tatmayı… imageAksi gibi sezon bittiğinden kocam da pek dışarıya gitmiyor. İzin vermişler, evde pinekliyor. Arada beni görünce azıyor, bamyasını batırıp çıkarıyor şöyle bir, sonra kahveye… Orada da Cafer’e takılıyor, kankasına… Bırakmıyor adamı, hep beraberler… Bir yandan korkuyorum, kendimden uzaklaştırmaya çalışıyorum, bir yandan da içten içe, kaçıp gelsin, beni bir sikiversin ayak üstü, sike doyuruversin diye deli oluyorum… Bir sabah kocam kahveye diye çıktı, beş dakika sonra kapı çalındı. Ben de küçük oğlanın karnını doyuruyorum, okula yollamak üzereyim. Açtım kapıyı, Cafer karşımda… “İstemiyorum dedim sana… Zaten küçük evde, git şimdi… ” diyerek kapıyı kapatmak istedim, ayağını koyup engel oldu. İki yana bakınıyordu, biri görmesin diye, ben de aynı korku içindeyim zaten…“Al beni içeriye, kapı önünde bekletme allahsız karı… Öldüm ulan sensiz… Uydur bi şeyler çocuğa… Bak, kahvaltılık falan aldım. Yeriz beraber…”Çaresiz içeriye aldım. Çocuğa babası kahvaltılık göndermiş diyerek getirdiği gevreklerden verdim, eryaman escort sevindi. Cafer de oturdu yanına, beraber kahvaltı yaptılar. Gözü hep bende herifin… Üstüme atlayacak nerdeyse… Ben oturup kalktıkça her yerime ayrı bakıyor. Anlaşılan çok özlemiş beni…Ben de yataktan yeni kalkmışım. Sabahlık giymeye üşenmişim. Üstümde incecik, kırmızı bir gecelik var. Ev hali, memelerimin ucuna yakın açık göğsü, fırfırlı eteği kalçalarımın az altında… Sütyen yok içimde, meme uçlarım zaten koyu renk belli oluyor, bir de adam sikecek gibi baktıkça kabarmazlar mı? Tam tecavüzlük…Hoşuma da gidiyor bakması, sanki altına yatırıp sikiyormuş gibi zevk alıyorum her bir yanıma baktıkça… Daha beter gösteriyorum inadına… Çay koyuyorum, eğilip memelerimi açıyorum gözlerinin önüne… Buzdolabından peynir, reçel çıkarıcam, iyice bir domalıyorum, dantel külodumun rengini, içindeki yuvarlakları gösteriyorum. O da ben de kızışmış durumdayız. Zavallı oğlumun hiç bir şeyden haberi yok, kahvaltısını yapıyor neşeyle…Neyse, kahvaltı bitti, oğlana okul çantasını verip kapıdan uğurladım. Daha daire kapısını kapatamadan beni kapıya yasladı. Haşin tavırlarla sarıldı sımsıkı, dudaklarıma yumuldu. Adeta yiyor beni…Bastıra bastıra kapıya… Elleri her yanımda dolaşıyor, memelerimde, eteğimin altında…“Bırak beni…” dedim en sonunda dudaklarımı kurtarıp… Nefes almaya çalışıyordum. “Görüşmeyelim artık… Çocuklar yumurtlayacak, komşular görecek, meydana çıkacak seviştiğimiz, rezil olucaz… Bırak… İstemiyorum… Ayrılalım…”Elini geceliğimin eteğinin altına daldırdı hiç beni dinlemiyordu bile… Dantel külodum incecik zaten, bir hamlede koparırcasına dizlerime indirdi külodumu… Fermuarını açmış hangi ara, baltasını çıkarmış, apış arama sokuverdi aletini…Amım sırılsıklam ıslanmış zevkten, o da beni dinlemiyor ki… Ben adama “istemiyorum seni, ayrılalım” derken, benim kahpe amcığım su içinde kalmış, gel gir diyor adama… Uzun aletini ıslak apış aramda keman yayı gibi sürtüp dururken, eğilip memelerime yumuldu. Geceliğin göğsünü iki yana açmış, memelerime bıyıklarını sürtüyor, uçlarını kemiriyordu. Saçlarından tutup başını çekmeye, içimde şimşekler çaktıran meme uçlarımdaki dudaklarından kurtulmaya çalışıyorum ama ne fayda… Vantuz gibi yapışmış. Ohhh… Zaten benim de kurtulmaya niyetim yok ya… Yine de deniyorum, inlemelerimin arasında, meramımı anlatmaya çalışıyorum azgın köpeğe… Benim orospu beni dinlemiyor, belki onun siki dinler, yola gelir, bırakır beni…“Ohhhh… Yapma Cafer… Yapma… Kaç defa anlattım. Yakalanıcaz diyorum sana..”“Yapma diyosun ama, amcığın öyle demiyo Güllü hanım… Suların akıyor bacaklarından aşağı, haberin yok…”“Akar tabi kitapsız… Her yerimi mıncıklıyorsun. Ne memelerim kaldı, ne kukum kaldı ellenmedik… O sikini hangi kadına sürtsen suyu akar.. Offf… Yapma dedim… Bırak… Bırak… Aaahhh…”Ah diye bağırdım sonunda… Bacağımın birini kaldırıp sikini içime sokuvermişti çünkü… Hart diye girmişti koca yarak… Düşmemek için boynuna sarılmak zorunda kaldım. Çelik kapıya dayanan sırtım buz gibi, bacaklarımın arasında bir kor parçası… Sokup çıkarıyor durmadan, acımasızca… Benim gözler kaymaya başladı zevkten, her zaman olduğu gibi…“Bırakayım mı ha? İstemiyor musun? Zevk almıyor musun? Çıkarayım mı sikimi? Söyle…” diye hırıldıyordu kulağımın dibinde… “İs… İstemiyorum… Ohhhh… İstemiyorum işte…” Mırıldanırken boynuna sımsıkı sarılmışım kene gibi… Ellerimi beline sardım. Kurtulamaz, sikini çıkaramaz içimden… Çıkarmadı ama, durdu. Aleti içimde, hareket etmiyor.“Sikmicem etlik escort ulan seni… Madem istemiyorsun, sikmicem orospu…”Aptallaşıp kaldım. O zevkin devam etmesi için ölebilirim o anda… Ne demek sikmemek…? Bu kez ben kalçalarımı oynatmaya başladım. İzin vermiyor, kapıya bastırdı iyice, milim oynatamıyorum. Kalıınlığı içimde, öylece, hareketsiz…“Yapma” diye omuzunu ısırdım. Canı yandı ama aldırmadı. “Bırakma… Lütfen… Devam et… Hadi…”“Yalvar ulan kahpe… Sikmem için yalvar amına koduğumun kahpesi… Amına koymam için yalvar…” Gözlerimden yaş akmaya başlamıştı, yalvardım,“N’olur… Devam et… Sik beni… Amıma koy benim… Erkeğim… Hadi… Pompala beni… Hadi aşkım… Lütfen… Sikini yediğim… Öldür beni zevkten… Hadi… Sikk… Sik ulan, sik beni…”“Bana siktirceksin yalnız… Kocan olacak pezevenge vermiyeceksin… Bu amcığa benden başkası koymayacak. Bir daha beni yalvartmayacaksın kapında orospu… Anlaşıldı mı?”“Tamam… Her şeye tamam… Söz…Hadi diyorum sana… Devam et… Sik beni aşkım… Senden başkası sikemez artık beni… Kocam bile… Hadi bir tanem… Yalvartma daha fazla, üzme beni bebeğim…”Bir ayağım yerde, bir ayağım havadaydı o ana kadar… İki bacağımı alıp kucakladı beni, kaldırdı. Boynuna asılı, çengeli dibime kadar amıma girmiş vaziyette, kucağında hoplatmaya başladı. Evin içinde yürümeye başladı. Kucağında sike sike yatak odasına gitti, yatağa yatırıp sikmeye devam etti bacaklarımın arasında… Dizlerinin üstünde duruyor, V şeklindeki bacaklarımın arasında kendine çekip bırakıyor, o şekilde sikiyordu beni… Üstümdeki geceliği de tutup yırtarak çıkardı. Vurdukça memelerim bıngıl bıngıl oynuyordu. “Oh, allahım… Ohhh… Bu nasıl zevk? Ölüyorumm anacımm… Mmmm… Geçir erkeğim… Sik beni aşkım… Ooohhh…”Bağırta bağırta sikti beni Cafer… Yarağının altında zevkten öldürdü dakikalar boyu… Mahvoldum… Sonunda içime boşaldığında ben ikinciyi bitirmiştim bile… Yan yana yatakta yattık biraz… Kendime gelmeye çalıştım. Erkeğim zıplayıp kalkmış, giyinmeye başlamıştı bile… Ben de kalktım, sabahlığımı giyip kapıya gittik. Kapının arkasında dudaklarımı kemirdi, amımı avuçlayıp sıktı.“Sözünü unutma” diyerek son kez hatırlattı. Önce ben kapıdan başımı uzatıp etrafa bakındım, kimseyi göremeyince Cafer çıktı. Yarım aralık kapının arasından tekrar dudaklarımı öptü, bıraktı. Ben kapıdan bakarken o sessizce merdivenlerin başına gelmişti. Tam o anda karşı dairenin kapısı açıldı, Müzeyyen hanım… Dedikodu kumkuması karı… Lanet…“Günaydın komşu…” dedi iğneli bir sesle… Bir bana baktı, saç baş dağılmış, sabahlığın yakasını çekiştiriyorum, memelerin yarısı, bacaklar meydanda… Bir merdivenlerde kaybolan Cafer’e baktı… Saniyeler içinde kaybolan erkeğimi görmüştü çoktan… Soğuk bir sesle,“Günaydın” dedim ben de, kapıyı suratına kapattım. Gidip kendimi yatağa attım. Dışarıya çıkıp kendini gösterene kadar, kapının dürbününden olduğu gibi seyretmiştir mutlaka bizi… Kapının önünde öpüşürken, Cafer beni mıncıklarken… Off… Bir parça zevk alabilmek, mutluluğu tadabilmek için hep bunu mu yaşayacaktım ben? Korkuyla… Ürkerek… Çekinerek… Yeter artık…Kalktım, Cafer’i aradım. Durumu anlattım ona… Ağlıyordum sürekli… Hıçkıra hıçkıra…“Aşkım… Senin evden çıktığını, kapının önünde yaptıklarımızı, her şeyi görmüştür mutlaka… Herkese anlatır bu kadın bizi… Aklıma gelen başıma geldi işte…” Sustum, hıçkırıyordum telefonda… “Sensiz yapamam ben Cafer…” dedim sonunda… “Sen olmadan ölürüm…” Bir an sessizlik oldu… Düşünüyordu besbelli…“Kaçalım…” dedi sonunda… “Bir iki parça bir şey al yanına… Kimliğini al… Bana gel… Sikeyim anasını… Ben de sensiz yapamam… Dünya umurumda değil Güllü… Bırak gel bana… Gidelim buralardan…”“Nasıl yani?” Gitmek mi? Çocuklar, benimkiler, onunkiler? Karısı? Benim kocam? Çevremiz… Bu kadar mı kolaydı bırakıp gitmek?