Buz, Viski, Çikolata Sosu ve Hostesim (1)
İşten çıktıktan sonra, sitenin havuzunda hayat bitmediyse, bende havlumu alıp inerdim. Ağustos ayının sıcaklığından olsa gerek akşam 8 e kadar insanlar oluyordu. Genelde aileler ve kız kesmeye gelen apaçiler olsa da, zaman zaman olgun güzellerde geliyordu. Birkaç akşamdır, biri sarışın biri esmer iki güzel kızla yakın şezlonglarda güneşleniyorduk. Yaşları benimkine yakındı. Sonradan öğrendiğime göre esmer olanın ismi Fatma idi ve 30 yaşındaydı, sürekli telefonuyla oynuyordu. Sarışının ise Sevilay’dı ve 32 yaşındaydı, yüz üstü yatıp güneşleniyordu. Çevreyi kontrol etme amaçlı kafamı kaldırdıkça göz göze gelmeye çalışıyordum. İkisi de güzeldi. Fatma hiç pas vermese de zaman zaman Sevilay ile göz göze geliyorduk.
Birkaç kere Sevilay ile havuzda kesiştikten sonra, Fatma ile duşta karşılaştık. Tipik yol verme ve teşekkür etme gibi bir konuşmamız oldu. O bayan tarafına ben erkek tarafına girip duş aldık. Ben içerde Fatma’nın çıkmasını bekledim. Ayak seslerini duyunca bende hareketlendim, holde karşılaştık.
– “Sıhhatler olsun.” deyip gülümsedim.
– “Teşekkürler.” dedi.
– “Bir çok insan duş almadan giriyor havuza, sizi tebrik ederim dedim.” dedim.
– “Doğru söylüyorsunuz, birini uyardım, tersledi. Biz evde duş aldık. dedi.” dedi.
Konu artık açılmıştı. Frekansı yakalamıştım. Site zaten günlük kiralıklarla doluydu. Ya kız bulup getiririm diye ev tutmuş cahil kobiler ya da burada karı kız çok diye gelmiş apaçiler vardı. Tipleri ofsayt, tavırları ofsayt selam verilmeyecek hırbolar ya da leş kezbanlar. Konuşmaya buradan girdim. Sitedeki tiplerden bahsederken oturduğu şezlongun yanına kadar geldik. Orada Sevilay ile tanıştırdı beni. Sevilay yüz üstü yatıyordu. Kafasını kaldırdığında taş gibi göğüslerine bayıldım. Sevilay beni gördüğüne şaşırmıştı. Doğrulup elimi sıktı, kendini tanıştırdı. İki şezlong yanlarında yatıyordum. Gidip havlumu aldım, hemen yanlarındaki şezlonga yattım. Sohbete devam ediyorduk. Fatma telefona dalmış, konudan kopmuştu. Sevilay hostes olduğunu, Fatma’nın hemşire olduğunu anlattı. Birlikte kalıyorlardı. Fatma’nın erkek arkadaşı vardı ki, sürekli telefonla oynamasından belliydi. O akşam 9 a kadar havuz kenarında tavla oynayıp, sohbet ettik.
Sonraki iki gün havuzda yoktular. Telefonunu henüz istememiştim Sevilay’ın. Cumartesi günü erkenden indim havuza ve beklediğim olmuştu. Sevilay benden yarım saat sonra çantası kolunda geldi. Altında bikinisinin üzerine giydiği streç bir şort, dolgun göğüslerinin sıkıştırdığı askılı bir tişört, bordo ojeli el ve ayak tırnakları, 165 civarı boyu, spor yaptığını belli eden dolgun baldırlar, yumuşak ama ince bir bel ve karın. Civciv sarısı boyanmış saçları ve etli fakat küçücük ayaklarıyla taş gibi bana doğru yaklaşıyordu. Selam verip yanımdaki şezlonga oturdu. Biraz boş sohbetten sonra Fatma’nın sevgilisinde kaldığını öğrendim. O gün akşama kadar gelmeyecekti. Biraz daha sohbet edip yüzdükten sonra karnımız acıkmıştı. Ona yemek yapmayı teklif ettim, zaten güneş tepedeydi ve hava çok sıcaktı. Eve geçip klimayı açtık. Ona menemen yaptım, çay, simit, menemeni yerken ilişkilerden bahsettik.
Yemek bitip balkonda kahveleri içtikten sonra yine içeri, klimanın yanına geçtik. Televizyonun karşısındaki kanepeye geçip, birer kahve daha yaptık. Artık zamanı geldiğini düşünüp hızlı bir hamleyle dudaklarına yapıştım. Kendini geri çekti. Bir kere daha dudaklarına eğildim. İyice geriye çekilmişti. Dayanamayıp koltuğun bittiği, biraz daha kaçarsa düşeceğini söyledim. Gülümsedi. Dudaklarına yapıştım. Uzun uzun öpüştük. Sırt üstü kanepeye uzandı, üzerine çıkıp boynunu, dudaklarını öpüyordum. Elimi kalçasında göğüslerinde gezdirdim. Göğsünün biri bikinisinden çıktı, askılı tişörtünden başı belli oluyordu. Kafamı göğüslerinin arasına gömüp yalamaya başladım.
Sevilay tavındaydı. Vücudu çok seksi, yüzü güzel, ve işi bilen bir kadındı. Koltukta bacaklarını belime dolayıp kucağıma aldım. Elimle kalçasını okşayarak, bir yandan da öpüşe öpüşe kucağımda yatak odasına götürdüm. Yatağa sırt üstü yatırıp, yine üzerine çıktım. Bir yandan üzerindekileri çıkartıyordum. Şortunu ve bikinisini çıkartırken bacak arasına indim. Traş edilmiş ve havuz suyunda yumuşamış amının dudaklarının arasına dilimi yerleştirdim. Tuzlu tadı hoşuma gitti. Dilimi klitorisine gezdirdim. Bu onu çıldırttı. Kafamı tutup daha da bastırıyordu.
Sevilay’ın bacak arasından kafamı kaldırıp, göğüslerini biraz okşadıktan sonra bir şey söylemeden odadan çıktım. Arkamdan şaşkın bakıyordu. Prezervatif almaya gittiğimi düşünmüş olacak ki bozulmuştu. Onu yalamam çıldırtmıştı ve biraz daha yalanmak istiyordu. Evde buzla karıştırıp yemek için aldığım Carte d’Or çikolata sosu vardı. Buzdolabından buzu ve çikolata sosunu alıp, yatak odasına geri döndüm. Bir elini göbeğinin üzerine koymuş, bıraktığım pozisyonda bekliyordu. Elimde buz kalıbı ve çikolata sosunu görünce şaşırdı. Fakat ne olacağını da tahmin ediyordu.
Buz kabından bir adet buz alıp göbeğine bıraktım. Soğukluğu onu ürpertti. Göbeğindeki tüyler dikildi. Dilimle buzu göğüs kafesinde gezdiriyordum. Buzu ağzıma alıp göğüs uçlarını emmeye başladım. Sıcak havanın etkisiyle buz göğüslerini sırılsıklam yapmıştı. Bir buz daha ağzıma atıp, bacak arasına kafamı soktum. Buzu dilimle klitorisine itiyordum. Hoşlanmakla acı çekmek arası gidip geliyordu. Buz klitorisini uyuşturuyor, dilim yine ısıtıyordu. Buz eriyene kadar klitorisini yaladım. Bir buz daha alıp parmağımla genişlettiğim amının deliğine dilimle ittirdim. Dilimle buzu içeri ittikçe kasılıp dışarı itiyordu. Parmaklarımla klitorisini uyarırken, dilimle buzlu fantezime devam ediyordum. İçindeki buz ermiş, akan sular götünü parlatmıştı. Dilimi göt deliğine yerleştirdim. İttirebildiğim kadar içine ittirip, buzdan gelen soğuk suyu içine dolduruyordum. Parmaklarım klitorisinde kaydıkça, karnını yukarı kaldırıyor, iyice kasılıyordu. Birkaç dakika içinde çığlıklarla titremeye başladı. Orgazmı öyle uzun sürmüştü ki, dilimi götünden çıkmak zorunda kaldım. Klitorisini emmeye başladım. Artık dayanamıyordu, kafamı ittirmeye çalışıyordu. Ben kafamı daha çok bastırıp daha fazla çığlık atmasını sağlıyordum. Bacaklarıyla kafamı sıkıştırıp itekledi. Başaramayacağını anlayınca bir hamleyle kendini yatağın yan kısmına attı. Nefesleri öyle sıklaşmıştı ki konuşamıyordu. Titremesi yatağı sallıyordu.
Şortumu henüz çıkardım. Yatağın kenarında ayakta duruyordum. Kolundan tutup kendime doğru çektim. Dizlerinin üzerinde domalmış vaziyette önümde duruyordu. Yarağımın başını ufak ufak yalayarak başladı. Tükürüğüyle ıslatıp eliyle sıvazlıyordu. Yarağımı sokabildiği kadar derine itiyordu. Yarağımın başı boğazına değiyor, nefesini kesene kadar köklüyordu. Yarağımı ağzından çıkarıp elime çikolata sosunu aldım. Yarağımın üzenine çizgi halinde sıkıp ağzına dayadım. Diliyle bir hamlede yalayıp yuttu. Bu sefer yarağımın başına biraz çikolata sosu sıkıp yine uzattım. Ağzına alıp emmeye başladı. Sertleşmiş başı emilmeyi hissetmiyordu artık. Yine ağzından çıkarıp bu sefer yarağımın her yerini çikolataya bulayıp ağzına soktum. Deli gibi emip yalıyordu. Taşaklarıma, kasıklarıma, karnıma döktüğüm tüm çikolatayı yavaş yavaş yalattım. Çikolatayı bırakıp yarağımı boğazının derinliklerine bastıra bastıra nefesini kesip kusacak duruma getirene kadar yalattım.
Domalmış şekilde yatakta bırakıp mutfak dolabından Jack Daniel’sı alıp yatak odasına geçtim. Yatağa çıkıp yarağımı ağzına soktum. Bel çukuruna biraz viski döküp emme başladım. Viski belinden ince çizgi şeklinde karnına akıyor, dilimi o ince çizgilerde gezdiriyordum. Çikolata sosunu sırtına döküp viskiyle sulandırıp emiyordum. Dilim sırtında, belinde gezdikçe sikimi daha bir şevkle emiyordu. Saçından tutup kafasını kaldırdım. Ağzına viski döküp dilimi soktum. Viskiyi onun ağzına döküp meme emer gibi emiyordum. Viskiyi bırakıp kucağıma aldım. Bacaklarını kollarıma asıp yarağımı amına dayadım. Zevkten taşlaşmış yarağım amını arıyordu. Gardıropun aynasına dönüp götünü havaya kaldırdım. Yarağımı amına hizalayıp yavaş yavaş kalçasını indirdim. Kollarımda birkaç kez zıplattıktan sonra yarağım amına yerleşmişti. Eve geldiğimizden beri kalkık olan yarağım sonunda yuvasını bulmuştu. Kucağımda sabitleyip deli gibi sokup çıkarmaya başladım. Amı esnedikçe çığlıklar atıyor, sırtımı çimdikliyordu. Zevkin doruklarındaydı. Eliyle kalçasını tokatlamaya başladı.
Kollarım yorulmuştu. Hemen arkamızda duran radyatöre oturtup içinden çıkmadan pompalamaya devam ettim. Her vuruşumda sırtı duvara çarpıyor, bana geri dönüyordu. Artık kontrolü tamamen bırakmış, vuruşlarımda kafası duvara çarpmasın diye dudaklarıma yapışmıştı. Ellerini radyatörün üzerine koydurup, bacaklarından tutup kendime çektim. Boşalacağımı hissedebiliyordum. Saniyede iki kere gidip geliyordum. Tam boşalacağım sırada içinden çıktım. Saçından tutup önümde dizlerinin üzerine çöktürdüm. Yarağım artık dayanamıyordu. Boynuna ve göğüslerine çikolata kokulu döllerimi fışkırttım.
Devam Edecek…